Turkmasterz Bot
We ❤️ TurkMasterz
İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan, "Sanayi sektörü bu dönemde sorunun kaynağı kendisi olmadığı halde büyük bir bedel ödüyor." dedi. Bahçıvan, sanayinin ekonominin geneline kıyasla çok daha belirgin bir yavaşlama içeresinde olduğunu da ifade etti.
İSO Meclisi'nin "Sanayicilerimizin; Üretim, Rekabet Gücümüzün Artması ve Sanayinin Dönüşümü için Düşünce, Öneri, Projeleri" ana gündemiyle düzenlenen ekim ayı olağan toplantısı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın katılımıyla gerçekleşti. Toplantıda bir konuşma yapan İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan, dünya ekonomisinde son yıllarda ve aylarda yaşanan zorluklardan bahsederek, küresel ekonomik görünümü değerlendirdi. Küresel büyümenin bu çalkantılı dönemden ve çoklu krizler döneminden resesyona girmeden çıkmayı başardığını dile getiren Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Büyümenin devam ettiği, enflasyonun kimi katılıklara rağmen kademeli şekilde merkez bankası hedeflerine yaklaştığı, böylece büyük merkez bankalarının da faiz indirimlerine başladığı bir evredeyiz. Ancak, bu her şeyin yolunda gittiği anlamına gelmiyor.
Birincisi ve en önemlisi, küresel büyüme, tarihsel ortalamaların altında seyrediyor.
Son yıllarda küresel gelir dağılımındaki ürkütücü bozulmanın ve bundan kaynaklı global sosyolojik sorunları da dikkate aldığımızda bu husus kritik bir öneme sahip. Başta Avrupa Parlamentosu seçim sonuçları olmak üzere değişik ülkelerdeki seçimlerde aşırı sağın giderek güç kazanması dünya toplumlarındaki geleceğe dair endişeleri artırıyor." "KÜRESEL PARASAL GEVŞEME KOŞULLARI DAHA ELVERİŞLİ HALE GETİRECEK" Erdal Bahçıvan, ABD'de ekonomik görünümden ve yaklaşan seçimlerden, Çin'deki toparlanmanın bir türlü istenilen tempoya ulaşamamasından, Orta Doğu'daki İsrail'in saldırılarından bahsederek, dünyanın durgunluğa girmediğini ancak büyümenin yavaş olduğunu söyledi. Bahçıvan, "Merkez bankalarını, Çin'deki gelişmeleri ve jeopolitik çatışma başlıklarını dikkatle izliyoruz. Ve küresel koşulların ülkemiz için destekleyici olduğunu söylemekten uzağız. Küresel parasal gevşemenin, koşulları daha elverişli hale getireceğine dönük umudumuzu ise koruyoruz." diye konuştu. Küresel sanayi üretiminde yaşanan olumsuzluklara değinen Bahçıvan, "Türkiye'ye baktığımızda gördüğümüz tablo şudur: Bir yandan dünya ekonomisindeki yavaş büyüme, diğer yandan yurt içinde sıkı para politikalarının artan etkileriyle, sanayi sektörümüz giderek belirginleşen bir yavaşlama döngüsü içerisinde. Açıklanan ekonomik veriler bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor." ifadelerini kullandı. "SANAYİ SEKTÖRÜ EKONOMİNİN GENELİNE KIYASLA DAHA BELİRGİN YAVAŞLAMA İÇERİSİNDE" İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan sanayi üretimine ilişkin verileri paylaşarak, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bu örnekleri başka göstergelerle de çoğaltabiliriz. Ancak sadece saydığım veriler bile, sanayicilerimizin hem küresel koşullardan hem de ülkemizdeki sorunlardan kaynaklanan eş zamanlı bir stres yaşadığını ve bu stresin artık birkaç sektörle de sınırlı olmadığını ortaya koyuyor.
Bildiğimiz gibi, sanayi sektörünün finansman koşullarına duyarlılığı, dünyanın her yerinde diğer sektörlere göre yüksektir. Bu durum, bizim gibi gelişmekte olan ülkeler için daha da geçerli. Nitekim yüksek kredi faizlerinin ve kredi büyümesi üzerinde kısıtlamaların sürdüğü ülkemizde sanayi, ekonominin geneline kıyasla çok daha belirgin bir yavaşlama içerisinde.
Hiç kuşkusuz, enflasyonu kalıcı olarak düşürme hedefiyle geçtiğimiz yıl ortalarından itibaren hayata geçirilen, parasal sıkılaşmaya ve mali disipline dayalı rasyonel ekonomi politikası çerçevesinin büyüme üzerinde bir bedeli olacağını hepimiz öngörüyorduk. Ne var ki, gelinen noktada bu bedel, maalesef tüketimden çok üretim hayatımızda ve ülkemizin yatırım ikliminde ortaya çıkmış durumdadır." "REKABET GÜCÜNÜ KAYBEDEN BAZI SEKTÖRLERE POZİTİF AYRIMCILIK YAPILMALI" Erdal Bahçıvan, mevcut dönemde yaşanan enflasyonun, son 20 yılda tüketici alışkanlıklarının değişmesinden dolayı geçmişte yaşananlardan çok farklı olduğunu belirterek, şu ifadeleri, kullandı: "Şu anda ekonomi yönetiminin enflasyonu kalıcı olarak düşürmek noktasındaki öncelikli amacının çok doğru olduğunu düşünüyor ve 2025-2027 Orta Vadeli Program'da belirlenen hedeflerin tutarlı bir stratejiyi ortaya koyduğunu görüyoruz. Ancak içinden geçtiğimiz süreçte geleneksel sektörlerimizin dinamiklerini de gözden kaçırmamak gerekiyor.
PMI verilerinin de gösterdiği gibi uygulamaların sektörlerde yarattığı etkinin farkındalığının artmasına ihtiyaç var. Bu nedenle özellikle rekabet gücünü her geçen gün biraz daha kaybeden bazı sektörlerimize gerekirse pozitif ayrımcılık yapılmasında yarar görüyoruz." Bahçıvan, bu sektörlerin hiçbirisine, "Ne yapalım, kendi yağınızda kavrulun, kendi başınızın çaresine bakın" diyebilecek bir lüksleri olmadığını kaydederek, başarı için başta kamu kesimi olmak üzere özel sektör, sivil toplum ve ekonominin tüm alanlarında gerekli özverinin gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi.
"SANAYİ SEKTÖRÜ, SORUNUN KAYNAĞI KENDİSİ OLMADIĞI HALDE BÜYÜK BİR BEDEL ÖDÜYOR" Erdal Bahçıvan, konuşmasında sanayicilerin bugün hem küresel koşullardan hem de Türkiye'deki sorunlardan kaynaklanan eş zamanlı bir stres yaşadığını ve bu stresin artık birkaç sektörle de sınırlı olmadığına dikkati çekti. Bundan 3 yıl önce Covid-19 döneminde Türk sanayisinin bir başarı hikayesi yazdığının ve tüm zorlu koşullara rağmen üretimini aksatmadan fedakarlık gösterdiğinin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Bahçıvan, "Ancak sanayi sektörü bu dönemde sorunun kaynağı kendisi olmadığı halde büyük bir bedel ödüyor. Üstelik dünyadaki ekonomik durum da, bize maalesef dış pazarlara açılım ile toparlanma imkanı vermiyor." ifadelerini kullandı. Bahçıvan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının şu anda uzun yıllardan beri arzu ve hayal ettikleri vizyoner çalışmalar hayata geçirdiğini ancak bu çalışmaların mevcut ekonomik iklim altında yeteri kadar heyecan uyandırmadığını, bunu şansızlık olarak gördüklerini sözlerine ekledi.